skip to Main Content

Oyun: Çocuk Dünyasındaki Büyü

Küçükken en sevdiğiniz oyun neydi, en çok hangi oyunu oynamaktan keyif alırdınız? Evcilik mi? Yoksa siz kumdan kaleler yapan o çocuk muydunuz?

Oyun, çocuk dünyasının tam da merkezinde yer alır. İster evde olsun ister bir hastanede, bir çocuk oyun oynamanın türlü yollarını bulabilir. Bir bakarsınız kaldırım taşlarıyla bir oyun kurmuş ve çizgilere basmadan, atlaya atlaya bitişe varmaya çalışıyor, bir de bakarsınız ki eline geçen taşlar ve kuru dallarla evini çoktan kurmuş bile.

Oyun her şeyden öte çocuğun gelişimi için vazgeçilmezdir. Bir istek değil, en temel ihtiyaçtır. Pahalı ve son model oyuncaklardan bahsetmiyoruz elbette. Tam olarak oyunun kendisinin bir gereksinim olduğundan söz ediyoruz. Çünkü oyun çocuğun bilişsel gelişimini destekleyen ve bilişsel gelişim hakkında çeşitli ipuçları veren bir beceridir. Çocuk oyunla gerçek hayatın provasını yapmaktadır. Gerçekten markete gidip bir çikolata almadan önce oyunla defalarca ama defalarca o çikolatayı alması gerekir. Gerçekten bir okula başlamadan önce oynadığı karakterler çoktan okula başlamıştır. Girdiği roller, kurduğu oyunlar ve oyuna dair birçok şey, çocuğun güvenli bir alanda gerçek hayata dair deneyim kazanmasına yardımcı olur.

Oyun çocuk için sadece gerçek hayatın tecrübesi mi peki? Elbette hayır. Oyun aracılığıyla çocuklar aynı zamanda yaşadıkları zorlu deneyimleri de aşmaya çalışırlar. Örneğin okuldaki bir arkadaşıyla tartışan çocuğu ele alalım. Eve gelir gelmez bir okul oyunu kurabilir ve tekrar tekrar yaşadığı soruna benzer bir senaryoda oyun oynayabilir. Bazen bu oyundan size de bir rol verir, siz de eşlik edersiniz. Gerçek yaşamdaki sorunla beraber kaybedilen kontrol, oyun aracılığıyla çocuk tarafından yeniden kazanılmaya çalışılır.

Oyun, çocuğun ilişkisel ve sosyal becerilerini geliştirmeye yardımcı olmanın yanında duygusal, davranışsal ve bilişsel becerilerin kazanılmasını da desteklemektedir.

Sahi, sizin en sevdiğiniz oyun neydi?

Call Now Button